Evdeki Cinayet



Eser sahibi Jakub Schikaneder. (1855-1924) Kendisi bir Alman. Prag'da doğmuş. Bu resmini sosyal medyada Sanat Tarihi adlı çok güzel bir sayfada gördüm. Tabi ilgimi çekti ve araştırıp resmin en büyük boyutunu buldum. Belki de daha öncesinde bu kadar büyük boyutta fotoğraf indirmemiştim. Sizler de buradan büyük boyutuna erişip resmi detaylı bir şekilde inceleyebilirsiniz. Eserin ismi başlıkta da belirttiğim üzere Evdeki Cinayet. Ressam kadın cinayetlerinin artmasına dikkat çekmek için böyle bir eser ortaya koymuş. Ancak bunu yaparken de bizlerin dedektiflik yapmasını istemiş. Öyle ki detaylar gözden kaçmaması için bu eseri 203x321cm ebadında icra etmiş. Bu zamana kadar kimse katili bulamamış. Kimse neden bu cinayetin işlendiğini bilmiyor. Belki de ressam kadın cinayetlerinin faili meçhul kaldığını anlatmak istiyordur bizlere bilemiyorum. Kadının ölümü ile ilgili şöyle bir yorum var. Kadın evde saldırıya uğrayıp bıçaklandı. Bıçaklayan ise hemen oradan kaçtı. Kadınsa yardım çağırmak için evde güç bela aşağıya indi. Hatta kapı kenarında ve duvardaki kan izlerini buna yoruyorlar. Duvara dayanıp dururken akan kanlar yerde birikinti oluşturuyor. Bir kaç adım daha atarken de dayanamayıp düşüyor ve ölüyor.



Ben bu görüşe katılmıyorum. Çünkü kadının yerdeki düşüş pozisyonu ayaktayken yere düşmüş bir pozisyona hiç benzemiyor. Aksine kadın yüksekten yani ikinci yada daha yüksek kattan aşağı atılarak öldürüldü. İkinci ve üzeri katlar tabloda yer almıyor. Buna rağmen kadının pozisyonu kesinlikle yüksekten düşüş pozisyonu olduğuna eminim. Çünkü düşmenin etkisiyle kadının belden
 aşağısı yatış pozisyonunun aksi yönünde doğru kıvrılmış. Bu da ancak düşüp yere çarpmanın etkisiyle mümkün olabilir. Ayrıca kadının baş kısmından yere kan aktığı görülmekte. Öyle ki bu kan ayaktan düşen birinin kafasından akacak kandan çok daha fazla. O halde duvardaki ve kadının gerisinde kalan kan birikintisi kime ait? Kesinlikle katile ait. Katil cinayet gerçekleşmeden önce kadınla tartıştılar hatta belki de kadına şiddet uyguladı. Kadın kendini korumak için eline geçen bıçakla adamı bıçakladı. Bunun üzerine yaralı adam kadının üzerine yürüyüp onu çamdan ya da balkondan aşağı attı. Sonrasında Yaralı haliyle kapıya kadar indi. Duvara tutundu. Bir kaç adım atıp acaba öldü mü diye kadına bakındı. Bu süre zarfında yere Katilin kanları aktı. Sonrasında ise kaçıp gitti. 


Kadının düşme gürültüsüne yada kadının cansız bedenini görenlerin etrafa haber vermesi üzerine yakın cevrede olanlar bir kenarda toplanmışlar ve tıpkı bizler gibi olayı çözmeye çalışıyorlar. Eliyle kadını işaret eden adam ölümün nasıl gerçekleştiği üzerine fikir beyan ediyor önlüklü yaşlı adam ise can kulağı ile büyük bir merakla dinliyor. Diğer kadınlar ise o adama doğru bakıp iyice dinleyerek nasıl olduğunu anlamaya çalışıyor. Arkada kalan bir kaç kişi ise hem yerde yatan kadını görmeye çabalıyor hem de bir yandan adamın anlattıklarına kulak veriyor. En önde ise bir kız çocuğu boynunu büküp yerde yatan kadına bakıp duruyor. Belki de tanıdığı biriydi. Benim resimde en dikkatimi çeken ise en solda kalan başını öne eğip büyük bir üzüntü duyduğunu ya da korktuğunu düşündüğüm dalgın bakışları olan kişi.


Eğer ressam katili bu eserde resmetti ise kesinlikle katil bu adamdır. Yada bu kadındır bilemiyorum. Diğerlerinin aksine kadının neden ve nasıl öldüğü ile ilgilenmiyor. Yüzündeki ifade üzüntüden ziyade korku ve dalgınlık üzere. Belki hala bu cinayeti işlemiş olmanın şoku halinde. Bu kişi erkek ise eğer ki ben öyle düşünüyorum. Kadının düşüşü üzerine kaçmasına fırsat bulamadan insanlar yavaş yavaş aşağıda toplanmaya başladı. Katil hemen üzerine bir etek geçirdi başına da örtü alıp üzerini de büyük bir örtüyle örttü. Zaten bu Hali dışarı çıkmaya niyetlenmiş bir kişinin hali gibi duruyor. Diğerlerinde böyle bir hal yok. Hepsi olayın heyecanıyla apar topar çıkmış. Kimse bu durumda üzerine örtü almayı düşünmez. Ama o almış. Böylece hem cinsiyetini hem de yaralı halini gizlemeye çalışmış. Elleri ise söylediklerimi destekler vaziyette örtünün artından karnında birleşmiş. Saçlarının da kısa olduğu dikkatinize sunarım. Ya da bu bir kadın ve yalnızca yarasını gizlemek için üzerine örtü aldı. Bilemiyorum. Ancak her durumda bu kişi diğerlerinden çok farklı. Ressam bu kişiye bir çok anlam yüklememizi istiyor. Bu kesin. Belki de Kimse kadının ölümüne üzülmeyip dedektiflik fantezisi içerisinde olurken bu kadın yerde yatan kişiye çok üzülmüş durumda. Ressam belki de bu kadına dikkat çekerek yüzümüze bunu vurmak istiyor olabilir. Ancak buna rağmen insan kendini katil kim sorusunu sorup buna cevap aramaktan kendini alamıyor. 



Ergün Fatsa

Benliğinde esir, düşlerinde hür... Biraz benliğimden biraz düşlerimden yansımalar paylaşacağım kendime.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Instagram